Türkçe-İngilizce Konuşma Kılavuzu (Güncel Konular)
11 Ağustos 2023 0 Yazar: ACDÇok Önemli Birkaç Söz
Evet. : Yes.
Hayır. : No.
Affedersiniz. : Excuse me.
Teşekkür ederim. : Thank you.
Çok teşekkür ederim. : Thank you very much.
Bir şey değil. : Not at all.
Rica Ederim. : That’s all right.
Çok rica ederim. : Don’t mention it.
Pardon! : Pardon!
Anlaştık. : Agreed.
Lütfen bana yardım edin. : Please help me.
Yardımcı olabilir misiniz? : Can you help me?
Özür dilerim. : I am sorry.
Lütfen. : Please.
Pekâlâ. : All right.
Bay. : Mr.
Beyefendi. : Sir.
Bayan. : Mrs.
Bayan. : Miss.
Güle güle. : Bye.
Hoşça kal. : Bye.
Bu nedir? : What is this?
Lütfen buraya geliniz. :Come here, please.
Lütfen oturunuz. : Please sit down.
Doğru mu? : Is it correct?
Hayır, doğru değil; yanlış. : No, it is not correct; it is rong.
Evet, doğru. : Yes, it is correct.
Tamam! : Okay!
Güzel. : Good.
Tabii. : Of course!
Belki. : Perhaps.
Gerçekten mi? : Really?
Sahi mi? : Really?
Elbette. : Certainly.
Olmaz. : No.
Mümkün değil. :İmpossible.
Memnuniyetle. With pleasure.
Harika! : Wonderful!
İyi fikir! : Good idea!
İmdat! : Help!
Dil Bilme, Söyleneni Anlama
İngilizce (Türkçe) konuşur musunuz? (Bilir misiniz?) : Do you speak English (Turkish)?
Evet, İngilizce konuşurum. (Bilirim.)
Hayır, İngilizce konuşamam. (Bilmem.)
İngilizceyi biraz konuşurum. : I speak English a little.
İngilizceyi anlayabilirim fakat konuşamam. : I can understand English but I can’t speak it.
Anlıyor musunuz? : Do you understand?
Beni anlıyor musunuz? : Do you understand me?
Sizi anlamıyorum. : I don’t understand you.
Her şeyi anlıyorum. : I understand everything.
Tekrarlar mısınız lütfen? : Will you repeat it?
Lütfen yavaş konuşunuz. : Please speak slowly.
Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz? : Could you speak a little more slowly?
Yavaş konuşursanız anlayabilirim. : I can understand if you speak slowly.
Anlamadım. : I didn’t understand.
Bu ne demektir? (Anlamı nedir? : What does this mean?
Bu sözcüğün anlamı nedir? : What is the meaning of this word?
Bu sözcüğü nasıl telaffuz edersiniz? : How do you pronounce this word?
(Onu) yazabilir misiniz, lütfen? : Can you write it down, please?
Lütfen hatalarımı düzeltiniz. : Please correct my mistakes.
Özür dilerim, hiçbir şey anlayamadım. : I’m sorry, l couldn’t understand anything.
Bunu bana tercüme edebilir misiniz? : Can you translate this for me?
Sözcükleri unutuyorum. : I forget words.
İyice ezberlemem gerek bunu. I must learn it by heart well.
İngilizce’mi ilerletmek istiyorum. : I want to improve my English.
Sizi anlıyorum. : I understand you.
İngilizcenizi nerede öğrendiniz? : Where did you learn your English?
Okulda biraz İngilizce öğrendim. : I learned some English at school.
Ne kadar zamandır İngilizce öğreniyorsunuz? :How long have you been learning English?
İngilizce öğrenmeye yeni başladım. : I’ve just started learning English.
Okuduğumu anlayabiliyorum. : I can understand what l read.
İngilizcem hakkında ne düşünüyorsunuz? : What do you think of my English?
Biraz pratiğe ihtiyacım var. : I need some practice.
Bana ne tavsiye edersiniz? : What do you advice me?
Selamlaşma
Merhaba. : Hello
Selam. : Hi
Günaydın. : Good morning.
Tünaydın. : Good afternoon.
İyi günler. : Have a nice day.
İyi akşamlar. : Good evening.
İyi geceler. Good night.
Nasılsınız? : How are you?
Görüşmeyeli nasılsınız? : How hav you been since l last saw you?
İyiyim, teşekkür ederim. : I’m fine, thank you.
Çok iyiyim. Teşekkür ederim, ya siz? : I’m very well. Thank you, and you?
Ne var, ne yok? (İşler nasıl?) : How’s life?
Nasıl gidiyor? : How’s it going?
Fena değil. : Not bad.
Karınız (kocanız) nasıl? : How is your wife (husband)?
Çoluk çocuk nasıl? (Aileniz nasıl?) : How’s your family?
Hepsi iyiler. : They are all fine.
Kendiniz Hakkında
Adım Ahmet’tir. : My name’s Ahmet.
Türk’üm. : I’m Turkish.
Ankaralıyım. : I’m from Ankara.
Ben on yaşındayım. : I’m ten years old.
Ben bir öğrenciyim. : I’m a student.
İstanbul’da yaşıyorum. : I live in İstanbul.
Bu otelde kalıyorum. : I’m staying in this hotel.
Tatillerimi burada geçiririm. : I spend my holidays here.
İznimi burada geçiriyorum. : I am spending my holiday here.
İngiltere’nin neresindensiniz? : Where in England are you from?
Babam bir işçi. : My father is a worker.
Adınız nedir? : What’s your name?
Soyadınız nedir? : What’s your surname?
İngiliz misiniz? : Are you English?
Nerelisiniz? : Where are you from?
Kaç yaşındasınız? : How old are you?
Ne iş yapıyorsunuz? : What do you do?
İşiniz nedir? : What’s your job?
Evli misiniz? : Are you married?
Evet, evliyim. : Yes, l’m married.
Bekarım. : I’m single.
Çocuğunuz var mı? : Have you got any children?
Bir kızım ve iki oğlum var. : I’ve got a daughter and two sons.
Çocuğum yok. : I haven’t got any children.
Karım bir öğretmen. : My wife is a teacher.
Kardeşleriniz var mı? : Have you got any brothers and sisters?
Kardeşim yok. : I haven’t got any brothers or sisters.
Bir erkek kardeşim ve iki kız kardeşim var. : I’ve got a brother and two sisters.
Yolculuk yapmayı çok severim. : I like travelling very much.
Boyun 1 metre 70 santimdir. : I’m one metre seventy centimetres tall.
Hobilerim sinema ve müziktir. : My hobbies are sports, cinema and music.
Ben Müslümanım. : I’m a Muslim.